COVID-19 (Koronavirüs hastalığı 2019) | |
---|---|
Diğer adlar |
|
COVID-19'un yol açtığı semptomlar | |
Olağan başlangıcı | Bulaşmadan sonra 2 ila 14 gün (genellikle 5 gün) |
Uzmanlık | Enfeksiyon hastalıkları, Göğüs hastalıkları, viroloji, epidemiyoloji, Acil tıp |
Belirtiler | Ateş, öksürük, tat ve koku duyusu kaybı, nefes darlığı |
Komplikasyon | Zatürre |
Kuluçka süresi | Bulaşmadan sonra 7 ila 14 gün (tipik olarak 5 gün) |
Süre | Birkaç hafta |
Nedenleri | Virüs, aspirasyon pnömonisi |
Risk faktörü | Kistik fibrozis, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, astım, diyabet, kalp yetmezliği, sigara bağımlılığı, yaşlılık |
Tanı | Belirtilerin gözlenmesi, göğüs filmi, tomografi |
Ayırıcı tanı | KOAH, astım, pulmoner ödem, akciğer embolisi |
Tedavi | Antikoagülan (Heparin, Varfarin, direkt etki gösteren oral antikoagülanlar) |
İlaç | Var |
Koronavirüs hastalığı 2019 (COVID-19) şiddetli akut solunum sendromu koronavirüsü 2 (SARS-CoV-2)'nin neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. İlk vaka ile Çin'in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde Kasım 2019 tarihinde karşılaşılmıştır. O zamandan bu yana yayılmaya devam etmiş ve dünya genelinde pandemiye neden olmuştur. Ancak bu pandemi geçtiğimiz yıl birçok ülkede sona ermiştir. 3 Mart 2020 itibarıyla dünya çapında ölüm oranı %3,4 olup,[1] 12 Nisan 2024 tarihi itibarıyla Dünya'da 704.753.890 onaylanmış vaka, 675.619.811 iyileşen varken virüs nedeniyle 7.010.681 hasta öldü.[2]
COVID-19 semptomları genellikle değişkendir fakat ateş, öksürük, yorgunluk, nefes almakta zorluk, anozmi (koku alma duyusunda kayıp) ve tat alma duyusunda kayıp gibi semptomlar sıkça görülen semptomları arasındadır. Semptomlar virüsle temastan bir ile on dört gün içerisinde görülmektedir. Enfekte olan kişilerden yaklaşık olarak beş kişiden birinde herhangi bir belirti görülmemektedir.[3] Çoğu insanda hafif semptomlar görülmesine karşın bazı insanlarda akut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS)'nin görülmesine neden olabilmektedir. ARDS sitokin fırtınalarına,[4] çoklu organ yetmezliğine, sepsise ve tromboza neden olabilmektedir. (Özellikle akciğerler ve kalpte olmak üzere) Organlarda uzun vadeli hasarlar gözlemlenmiştir. Hastalığın akut evresini geçirmiş olmalarına rağmen çeşitli etkileri aylarca yaşamaya devam eden kayda değer sayıda hastanın bulunması endişelere neden olmaktadır. Bu durum ayrıca uzun COVID olarak da bilinmektedir. Bu etkiler arasında şiddetli yorgunluk, hafıza kaybı da dahil olmak üzere bilişsel problemler, düşük derecelerde ateş, kaslarda güçsüzlük ve nefes darlığı bulunmaktadır.[5][6][7][8]
COVID-19'a neden olan virüs çoğunlukla enfekte bir kişinin başka bir kişiyle yakın temasta bulunmasıyla bulaşmaktadır.[9][10] Virüsü içeren küçük damlacıklar ve aerosoller enfekte kimsenin nefes alması, öksürmesi, hapşırması, şarkı söylemesi veya konuşması durumunda ağız ve burnundan yayılabilir. İnsanlar virüsün ağız, burun veya gözlere gelmesi durumunda enfekte olurlar. Virüs ayrıca kontamine yüzeyler nedeniyle de bulaşabilmektedir, fakat hastalığın bulaşmasının ana yolunun bu olmadığı düşünülmektedir.[10] Hastalığın aktarımının ne şekilde olduğu kesin olarak nadiren tespit edilebilir,[11] ancak enfeksiyon çoğunlukla insanların belli bir süre boyunca birlikte bulunmaları durumunda gerçekleşmektedir. Enfekte kimse semptom göstermeye başlamadan iki gün önce bile başkalarına bu virüsü bulaştırabilir. Ayrıca COVID-19 semptom göstermeyen kimselerden de bulaşabilir. Normal vakalarda on güne kadar, ağır vakalarda ise iki hafta boyunca enfekte kalabilmek mümkündür. Hastalığın teşhisi için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Teşhis için en yaygın kulanılan yöntem nazofaringeal sürüntü yardımıyla uygulanan gerçek-zamanlı polimeraz zincir reaksiyonudur (rRT-PCR).
Önleyici tedbirler arasında fiziksel veya sosyal mesafe, karantina, kapalı alanların havalandırılması, öksürme ve hapşırma durumunda ağız ve burunun kapatılması, ellerin yıkanması ve yıkanmamış ellerin yüzden uzak tutulması yer alır. İletim riskini en aza indirmek için halka açık ortamlarda yüz maskeleri kullanılması tavsiye edilmiştir. Çeşitli aşılar geliştirilmiş ve çeşitli ülkelerce toplu aşılama kampanyaları başlatılmıştır.
Virüsü inhibe eden ilaçların geliştirilmesi için çalışmalar devam etse de, birincil tedavi şu an için semptomatiktir. Kontrol altına alma işlemleri; semptomların tedavisini, destekleyici bakımı, izolasyonu ve deneysel önlemleri içerir.