Bu maddedeki bilgilerin doğrulanabilmesi için ek kaynaklar gerekli. (Ocak 2024) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Immanuel Kant | |
---|---|
Tam adı | Immanuel Kant |
Doğumu | 22 Nisan 1724Königsberg | ,
Ölümü | 12 Şubat 1804 (79 yaşında), Königsberg |
Milliyeti | Alman |
Çağı | Aydınlanma Çağı |
Bölgesi | Batı felsefesi |
Okulu | Rasyonalizm, Deneycilik, Eleştiri |
İlgi alanları | Bilgi, Akıl, Metafizik, Etik, Estetik |
Önemli fikirleri | Metafizik idealizm, A priori bilgi |
Etkilendikleri | |
Etkiledikleri | |
İmzası |
Immanuel Kant (22 Nisan 1724 - 12 Şubat 1804), Prusya kökenli Alman filozof.[1][2] Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biri olmuş, Aydınlanma Çağı ve felsefe tarihinin kendisinden sonraki dönemini belirgin olarak etkilemiştir.[3] Bugün Rusya topraklarında bulunan Königsberg'de doğan Kant'ın epistemoloji, metafizik, etik ve estetik alanlarındaki kapsamlı ve sistematik çalışmaları, onu modern Batı felsefesinin en etkili isimlerinden biri hâline getirmiştir.
Aşkın idealizm doktrininde Kant, uzay ve zamanın tüm deneyimi yapılandıran yalnızca "sezgi biçimleri" olduğunu ve deneyim nesnelerinin yalnızca "fenomen" olduğunu savunmuştur.
Kendi içlerinde oldukları şekliyle "şeylerin" doğası bizim için bilinemez iddiasını ortaya atmıştır. Felsefi şüphecilik doktrinine karşı koyma girişimi kapsamında en tanınmış eseri olan Saf Aklın Eleştirisi'ni (1781/1787) yazmıştır. Kant, deneyim nesnelerinin bizim uzamsal ve zamansal sezgi biçimlerimize ve anlayışımızın kategorilerine uygun olduğunu düşünme önerisi ile Kopernik devrimi arasında bir paralellik kurmuş, böylece bu nesneler hakkında "a priori" bir bilgiye sahip olduğumuzu varsaymıştır.
Kant, aklın ahlakın kaynağı olduğuna ve estetiğin tarafsız bir yargılama yetisinden doğduğuna inanıyordu. Kant'ın dinî görüşleri, onun ahlak teorisiyle derinden bağlantılıydı. Bununla birlikte, Kant'ın dinî teorilerinin kesinlikleri hâlâ tartışılmaktadır. Devletler arasında ebedi bir barışın evrensel demokrasi ve uluslararası işbirliği yoluyla sağlanabileceğini umuyordu. Bununla birlikte, uluslararası itibarı, hayatının son on yılında bu görüşlerini değiştirmiş olsa bile, kariyerinin büyük bir bölümünde bilimsel ırkçılığı savunması nedeniyle lekelidir.[kaynak belirtilmeli]