Makale serilerinden |
Kapitalizm |
---|
Makale serilerinden |
Ekonomik sistemler |
---|
Üst terimler
|
Makale serilerinden |
Liberalizm |
---|
Kapitalizm ya da diğer adlarıyla sermayecilik ve anamalcılık, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve kâr amacıyla işletilmesine dayanan ekonomik sistemdir.[1][2][3][4] Kapitalizmin tanımlayıcı özellikleri arasında sermaye birikimi, rekabetçi piyasalar, fiyat sistemleri, özel mülkiyet, mülkiyet haklarının tanınması, kişisel çıkar, ekonomik özgürlük, meritokrasi, iş ahlakı, tüketici egemenliği, ekonomik verimlilik, hükûmetin sınırlı rolü, kâr güdüsü, kredi ve borcu mümkün kılan finansal bir para ve yatırım altyapısı, girişimcilik, metalaşma, gönüllü değişim, ücretli emek, mal ve hizmet üretimi, inovasyon ve ekonomik büyümeye güçlü bir vurgu yer alır.[5][6][7] Bir piyasa ekonomisinde kararlar ve yatırımlar, servet, mülk veya sermaye ya da üretim kapasitesini yönlendirme yeteneğine sahip kişiler tarafından belirlenir. Fiyatlar, mal ve hizmetlerin dağıtımı ise büyük ölçüde mal ve hizmet pazarlarındaki rekabet tarafından şekillendirilir.[8]
Ekonomistler, tarihçiler, politik ekonomistler ve sosyologlar, kapitalizm analizlerinde farklı bakış açıları benimseyerek uygulamada kapitalizmin çeşitli biçimlerini kabul ettiler. Bunlar arasında laissez-faire veya serbest piyasa kapitalizmi, anarko-kapitalizm, devlet kapitalizmi ve refah kapitalizmi yer almaktadır. Kapitalizmin farklı biçimlerinde farklı derecelerde serbest piyasalar, kamu mülkiyeti, serbest rekabetin önündeki engeller ve devlet onaylı sosyal politikalar bulunmaktadır. Piyasalardaki rekabetin derecesi, müdahale ve düzenlemenin rolü ve devlet mülkiyetinin kapsamı farklı kapitalizm modellerine göre değişmektedir.[9][10] Farklı piyasaların ne ölçüde serbest olduğu ve özel mülkiyeti tanımlayan kurallar, siyaset ve politika meseleleridir. Mevcut kapitalist ekonomilerin çoğu, serbest piyasa unsurlarını devlet müdahalesi ve bazı durumlarda ekonomik planlama ile birleştiren karma ekonomilerdir.[11]
Modern biçimiyle kapitalizm, İngiltere'deki tarımcılıktan ve 16. ve 18. yüzyıllar arasında Avrupa ülkelerinin merkantilist uygulamalarından ortaya çıktı. Kapitalizm, 18. yüzyıldaki Sanayi Devrimi ile birlikte fabrika işçiliği ve karmaşık bir işbölümüyle karakterize edilen baskın bir üretim biçimi haline geldi. Küreselleşme süreciyle birlikte kapitalizm, 19. ve 20. yüzyıllarda, özellikle de I. Dünya Savaşı öncesinde ve Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra tüm dünyaya yayıldı. 19. yüzyıl boyunca kapitalizm, büyük ölçüde devlet tarafından düzenlenmedi, ancak II. Dünya Savaşı sonrası dönemde Keynesçilik yoluyla daha fazla düzenlendi, ardından 1980'lerden itibaren neoliberalizm yoluyla daha düzenlenmemiş kapitalizme geri dönüldü.
Saf kapitalizm, tüm üretim araçlarının (fiziksel sermaye) özel mülkiyette olduğu ve kapitalist sınıf tarafından kâr amacıyla işletildiği, diğer insanların çoğunun ise maaş ya da ücret karşılığında çalışan (ve sermayenin ya da ürünün sahibi olmayan) işçilerden oluştuğu bir sistem olarak tanımlanmaktadır.
Kapitalist ekonomilerde, toprak ve üretilen üretim araçları (sermaye stoku) özel şahısların veya firma olarak örgütlenmiş özel şahıs gruplarının mülkiyetindedir.
Kapitalizm, üretim faktörlerinin özel mülkiyeti ile karakterize edilir. Karar alma merkezi değildir ve üretim faktörlerinin sahiplerine aittir. Karar alma süreçleri, gerekli bilgileri sağlayan piyasa tarafından koordine edilir. Katılımcıları motive etmek için maddi teşvikler kullanılır.