Makale serilerinden |
Ekonomik sistemler |
---|
Üst terimler
|
Karma ekonomi, kamu hizmetleri, güvenlik, askeriye, refah ve eğitim gibi hem özel işletmeleri hem de kamulaştırılmış devlet hizmetlerini kabul eden bir ekonomik sistemdir. Karma ekonomi aynı zamanda halkı, çevreyi veya devletin çıkarlarını korumaya yönelik bir tür düzenlemeyi de teşvik eder.
Bu, ekonomiyi deregüle etmeyi isterken çoğu kamu hizmetini ortadan kaldırmayı veya özelleştirmeyi amaçlayan laissez faire kapitalist ekonomisiyle ve erken SSCB döneminde olduğu gibi çoğu hizmeti kamulaştırmayı amaçlayan tamamen merkezi olarak planlanmış bir ekonomiyle tezat oluşturuyor.
Karma ekonomileri destekleyen siyasi felsefe örnekleri arasında Keynesçilik, sosyal liberalizm, devlet kapitalizmi, faşizm, sosyal demokrasi, İskandinav modeli ve Çin'in sosyalist piyasa ekonomisi yer alır.
Makale serilerinden |
Kapitalizm |
---|
Karma bir ekonomi, çeşitli şekillerde piyasa ekonomilerinin unsurlarını planlı ekonomilerin unsurlarıyla, piyasaları devlet müdahaleciliğiyle veya özel teşebbüsü kamu girişimiyle harmanlayan bir ekonomik sistem olarak tanımlanır.[1] Tüm karma ekonomilerin ortak yanı, serbest piyasa ilkeleri ile sosyalizm ilkelerinin birleşimi olmalarıdır.[2] Karma bir ekonominin tek bir tanımı bulunmamakla birlikte, bir tanım, özellikle güçlü düzenleyici gözetim ve piyasalara kapsamlı müdahaleler içeren bir kapitalist piyasa ekonomisine atıfta bulunarak, devlet müdahaleciliği ile piyasaların karışımı hakkındadır. Bir diğeri, kapitalist ve sosyalist vizyonların aktif işbirliğidir.[3] Diğer tanım, doğası gereği apolitiktir ve kesinlikle özel teşebbüs ile kamu teşebbüsünün karışımını içeren bir ekonomiye atıfta bulunur.[4] Alternatif olarak, karma bir ekonomi, kamu mülkiyetinin baskın bir ekonomik çerçevesi içinde özel girişime ve sözleşmeye önemli bir rol sağlayan sosyalist bir ekonomiye reformist bir geçiş aşamasına atıfta bulunabilir. Bu, üretim faktörlerinin tahsisinde piyasalar için daha büyük bir rol oynayacak şekilde reforme edilmiş Sovyet tipi planlı ekonomilere kadar uzanabilir.[5]
John Maynard Keynes ve diğerleri tarafından savunulduğu üzere karma bir ekonominin arkasındaki fikir, kapitalist üretim tarzını terk etmek değil, özel mülkiyet hakimiyetini ve üretim araçlarının kontrolünü, sermayenin temel itici gücü olarak kâr amaçlı girişim ve birikim ile sürdürmekti. Bir bırakınız yapsınlar kapitalist sistemden farkı, piyasaların değişen derecelerde düzenleyici kontrole tabi olması ve kapitalizmin patlama ve düşüş döngüleri, işsizlik ve ekonomik eşitsizlik tarihini etkisiz hale getirmek amacıyla mali ve parasal politikalar aracılığıyla hükûmetlerin dolaylı makroekonomik etki kullanmasıdır.[6] Bu çerçevede, eğitim, sağlık, fiziksel altyapı ve kamu arazilerinin yönetimi dahil olmak üzere kamu malları ve evrensel yurttaşlık gereksinimleri sağlayan devlet faaliyeti ile değişen derecelerde kamu hizmetleri ve temel hizmetler hükûmet tarafından sağlanmaktadır.[7] Bu, devlet faaliyetinin düzeni ve güvenliği sağlama ve kamu malları ve hizmetleri sağlamanın yanı sıra mülkiyet haklarının korunmasına ve sözleşmelerin uygulanmasına yönelik yasal çerçeveyle sınırlı olduğu bırakınız yapsınlar kapitalizmiyle çelişir.[8][9]
Savaş sonrasında muhafazakarlar (Hristiyan demokratlar), liberaller (sosyal liberaller) ve sosyalistler (sosyal demokratlar - sosyal demokrasi, sosyalizm ve liberal demokrasinin birleşimi olarak çıkmıştı[10]) tarafından savunulan Batı Avrupa ekonomik modellerine atıfta bulunarak, karma ekonomi, çoğu endüstrinin özel olarak yürütüldüğü[11] ve yalnızca %15-20 gibi bir oranın[12] kamu tarafından yürütüldüğü bir kapitalizm biçimidir. Savaş sonrası dönemde, Batı Avrupa sosyal demokrasisi (sosyal liberaliz) - neoliberalizmin yükselişi sonrası Avrupa'da sosyal demokratlar sosyal liberal politikalar benimsediler)[13] bu ekonomik modelle ilişkilendirildi.[14] Ekonomik bir ideal olarak, karma ekonomiler, Hristiyan demokratlar veya sosyal demokratlar gibi tipik olarak merkez sol ve merkez sağ olmak üzere çeşitli siyasi görüşlerden insanlar tarafından desteklenir oldu.[15] Çağdaş kapitalist refah devleti, ekonomik planlama hiçbir zaman refah devletinin bir özelliği veya anahtar bileşeni olmadığı için, planlama ve piyasaların bir karışımının aksine, devlet müdahaleciliği anlamında bir tür karma ekonomi olarak tanımlanmıştır.[16]
In laissez-faire capitalism, the state restricts itself to providing public goods and services that the economy cannot generate by itself and to safeguarding private ownership and the smooth operation of the self-regulating market.
In the second, mainly post-war, phase, social democrats came to believe that their ideals and values could be achieved by reforming capitalism rather than abolishing it. They favored a mixed economy in which most industries would be privately owned, with only a small number of utilities and other essential services in public ownership.
The welfare state emerged in the twentieth century as one institutional form of this socially protective response. In the 1930s, the responses of emerging welfare states to the Great Depression were to the immediate circumstances of massive unemployment, lost output, and collapse of the financial and trading systems. Planning was not a key element in the response to the crisis of capitalism. Instead, the character of welfare state intervention can best be described as an 'interventionist drift', reflecting the spontaneous, uncoordinated reactions of the protective response.