Makale serilerinden |
Kapitalizm |
---|
Klasik iktisat, klasik politik ekonomi ya da Smithyen ekonomi, 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın başlarından ortalarına kadar özellikle İngiltere'de gelişen politik ekonomide bir düşünce okuludur. Başlıca düşünürleri Adam Smith, Jean-Baptiste Say, David Ricardo, Thomas Robert Malthus ve John Stuart Mill olarak kabul edilmektedir. Bu ekonomistler, üretim ve mübadelenin doğal yasaları tarafından yönetilen (Adam Smith'in görünmez el metaforuyla meşhurdur), büyük ölçüde kendi kendini düzenleyen sistemler olarak piyasa ekonomilerine dair bir teori üretmişlerdir.
Adam Smith'in 1776 tarihli Ulusların Zenginliği adlı eseri genellikle klasik iktisadın başlangıcı olarak kabul edilir.[1] Smith'in kitabındaki temel mesaj, herhangi bir ulusun zenginliğinin hükümdarın kasasındaki altınla değil, ulusal geliriyle belirlendiğiydi. Bu gelir de, klasik ekonominin temel kavramlarından biri haline gelen iş bölümü ve birikmiş sermayenin kullanımıyla verimli bir şekilde organize edilen sakinlerinin emeğine dayanıyordu.[2]
Ekonomi politikası açısından, klasik ekonomistler pragmatik liberallerdi ve piyasa özgürlüğünü savunuyorlardı, ancak kamu yararını sağlamada devletin bir rolü olduğunu düşünüyorlardı. Smith, piyasanın kamu yararına hizmet etmek için en iyi yol olmadığı alanlar olduğunu kabul etmiş ve kamu yararını destekleyen maliyetlerin büyük kısmının bunları karşılayabilecek durumda olanlar tarafından karşılanması gerektiğini kabul etmiştir. Tekelciliğin tehlikeleri konusunda defalarca uyarıda bulunmuş ve rekabetin önemini vurgulamıştır.[1] Uluslararası ticaret açısından, klasik iktisatçılar serbest ticaretin savunucularıydı ve bu da onları korumacılığı savunan merkantilist seleflerinden ayırıyordu.
Smith, Ricardo ve daha önceki bazı iktisatçıların "klasik" olarak tanımlanması, Karl Marx'ın "bayağı" haleflerinin aksine, en azından ele almaya değer bulduğu iktisatçıları eleştirdiği ekonomi politik eleştirisinden kaynaklanan bir kanonlaştırmadan kaynaklanmaktadır. Klasik iktisat teriminin neleri kapsadığı, özellikle de 1830'dan 1875'e kadar olan dönemi ele alırken klasik iktisadın neoklasik iktisatla nasıl bir ilişki içinde olduğu konusunda bazı tartışmalar vardır.