Polimer ([2][3]), bir veya daha çok monomer türünden türetilen birçok tekrarlayan alt birimden oluşan çok büyük moleküllerden veya makromoleküllerden oluşan bir madde veya malzemedir.[4] Geniş özellik spektrumları nedeniyle,[5] hem sentetik hem de doğal polimerler günlük yaşamda temel ve yaygın roller oynar.[6]
Polimerler, polistiren gibi bilindik sentetik plastiklerden biyolojik yapı ve işlev için temel olan DNA ve proteinler gibi doğal biyopolimerlere kadar uzanır. Hem doğal hem de sentetik polimerler, monomer denilen birçok küçük molekülün polimerizasyonu yoluyla oluşturulur. Küçük molekül bileşiklerine kıyasla sonuç olarak büyük moleküler kütleleri, tokluk, yüksek elastikiyet, viskoelastisite ve kristaller yerine amorf ve yarı kristalin yapılar oluşturma eğilimi gibi benzersiz fiziksel özellikler üretir.
"Polimer" terimi Yunanca πολύς (polus, "çok" anlamına gelir) ve μέρος (meros, "parça" anlamına gelir) kelimesinden türemiştir ve yapısı çok sayıda tekrar eden birimlerden oluşan, yüksek nispi moleküler kütle ve eşlik eden özelliklerden kaynaklanan büyük molekülleri ifade eder.[7] Polimerleri oluşturan birimler, gerçekte veya kavramsal olarak düşük nispi moleküler kütleli moleküllerden türetilir.[7] Bu terim, modern IUPAC tanımından farklı bir tanımla 1833'te Jöns Jacob Berzelius tarafından icat edildi.[8][9] Kovalent bağlı makromoleküler yapılar olarak modern polimer kavramı 1920'de, sonraki on yılı bu hipotez için deneysel kanıtlar bulmakla geçiren Hermann Staudinger[10] tarafından önerildi.[11]
Polimerler, polimer bilimi (polimer kimyası ve polimer fiziği dahil), biyofizik ve malzeme bilimi ve mühendisliği alanlarında incelenir. Tarihsel olarak, tekrar eden birimlerin kovalent kimyasal bağlarla bağlanmasıyla ortaya çıkan ürünler polimer biliminin temel odak noktası olmuştur. Şimdi ortaya çıkan önemli bir alan, kovalent olmayan bağlarla oluşan supramoleküler polimerlere odaklanmaktadır. Lateks kauçuğunun poliizopren'i doğal bir polimere örnektir ve straforun polistireni sentetik polimere örnektir. Biyolojik bağlamlarda, esasen tüm biyolojik makromoleküller (yani proteinler (poliamidler), nükleik asitler (polinükleotidler) ve polisakkaritler) tamamen polimeriktir veya büyük oranda polimerik bileşenlerden oluşur.