Teodise, din felsefesinde kötülük ile mutlak iyi olan Tanrı kavramının nasıl bağdaştığını açıklama çabasına verilen bir isimdir. Başka bir ifade ile kötülük olgusu karşısında Tanrı'nın adaleti ve haklılığını savunmak[1] "kötülük problemi karşısında Tanrı'yı savunma" anlamı taşır.[2] "Teodise" kavramı, Grekçede Tanrı (Grek. theous) ve adalet (Grek. dike) anlamına gelen iki kelimenin birleştirilmesinden oluşmuştur ve "Tanrı savunusu", "Tanrı'yı haklı çıkarma" anlamları taşır.[2] Kavramı ilk olarak kullanan Leibniz olmuştur. Leibniz, Prusya Kraliçesi Charlotte'ye ithaf ettiği kitabının adını "Theodizee" (Alm. Almanca: Theodizee İng. İngilizce: theodicy) koymuş, kitabında Dünya'nın "olası dünyaların en iyisi" olduğu görüşünü savunmuştur.[3] Britanyalı filozof John Hick, 1966'da yayımlanan İngilizce: Evil and the God of Love (Kötülük ve sevginin Tanrısı) adlı eserinde ahlâkî teodisenin tarihini izleyerek üç ana gelenek tespit etmiştir:
Başka filozoflar, teodisinin Eski Dünyanın tanrılarının çoğu zaman kusurlu olduğundan modern bir bilim dalı olduğunu ileri sürerler.
Alman filozofu Max Weber (1864-1920) teodiseyi Dünya'nın sırlı taraflarını açıklamak isteyen insanın bu ihtiyacından kaynaklanan sosyal bir problem olarak görmüştür. Sosyolog Peter L. Berger (1929-2017), dinin sosyal düzeni sağlama ihtiyacından ortaya çıktığını, teodiseninse onu dini devam ettirmek için meydana geldiğini ileri sürer. Holocaust'tan sonra birtakım Yahudi teolog, kötülük problemine yeni bir cevap geliştirmiş, buna bazen antiteodise de denmiştir. Bu görüşlere göre Tanrı, mânâlı bir şekilde haklı çıkarılamaz. Teodiseye bir alternatif olarak Tanrı'nın varlığıyla sınırlı mantıkî imkânlarla sınırlı bir savunma yapılabilir. Amerikalı filozof Alvin Plantinga (1932- ) cüz'î irade savunmasının bir sürümünü ileri sürerek Tanrı ve kötülüğün aynı zamanda mevcudiyetinin mantıken mümkün olmadığını ve cüz'î iradenin kötülüğün varlığını Tanrı'nın varlığı teorisini tehlikeye düşürmeden izah ettiğini yazar.
Teodiseye benzer şekilde kozmodisi, temel iyiliğin Kâinat'ta varlığını müdafaa eder ve insanlığın iyiliğini savunur.